“Bir ağaca elleri arkadan bağlanan hamile kadın, hemen başında yazı tura atarak bir oyun oynayacaklarını söyleyen iki ermeni askerine, yavrusunu ona bağışlamaları için yalvarıyordu. Ermenilerin ataları bu oyunu 100 yıl önce Anadolu’da Türkleri katlederken oynamışlardı. Şimdi sıra kendilerine geldiği için çocuklar gibi sevinmişlerdi. Sonbaharda ağacından düşecek bir yaprak gibi titriyordu Azeri kadın, elbiseleri yırtılmış ve ayakları çıplaktı.Cebinden bir bozuk para çıkarmıştı kana susamış ermeni askeri, diğeri ise Rus yapımı Kalaşnikofun namlusunda takılı duran kasaturasını çıkartmakla meşguldü. Elindeki parayı havaya atan Ermeni diğerine; “Kız mı? Oğlan mı?” diye sordu. “Kız” dedi diğeri, bu cevap üzerine bahse giren Ermeni, kasaturasıyla bir çırpıda hamile kadının karnını yardı. Yaptığı işten gurur duyan gözlerle bebeğin kasıklarına baktı; “Sen kazandın yoldaş” dedi diğerine, “Peki bebek nasıl beslenecek” dedi uzun boylu Ermeni askeri, “Annesi besleyecek elbette” dedi kısa boylu olan Ermeni ve bebeği kasaturaya takarak annesinin göğsüne yapıştırdı.”
Yukarıda anlattığım olay 25 Şubat 1992’yi 26 Şubat 1992’ye bağlayan gece Hankendi’deki 366’ncı Rus Alayının desteklediği Ermeni ordusunun, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ arazisinde, Hankendi ile Askerân arasında bulunan Hocalı şehrine düzenlediği saldırıda yaşanmıştır.
Saldırıda 63’ü çocuk, 106’sı kadın, 70’i yaşlı olmak üzere 613’den fazla insan hunharca katledilmiştir. 1275 kişi Ermeniler tarafından esir alınmış, 500 den fazla kişi yaralanmış, 150 kişiyle ilgili olarak ise her hangi bir ize ulaşılamamıştır. Kuşatma altındaki şehirde insanların çoğu acımasız yöntemlerle öldürülmüş, uluslararası kuruluşlar ve dünya medyası konuyu insanlık dramı olarak nitelendirmiştir.
26 Şubat 1992 Türk tarihinin en acılı günlerinden biridir. Türkiye’yi “Sözde Ermeni Soykırımı” yapmakla suçlayan Ermeniler saldırı düzenledikleri Hocalı’da dehşet verici cinayetler işlemişlerdir. Ermeniler canlı insanların kafataslarını yüzmüşler, sağ olarak ele geçirdikleri insanları sistematik bir işkenceye ve tıbbi deneylere tabi tutarak, insanlık dışı muamelelere maruz bırakmışlardır. Yapılan bu katliamın sonucu olarak 7.000 nüfusa sahip Hocalı’dan yaklaşık 2.000 kişi sağ kurtulabilmiştir.
Hocalı soykırımı bir trajedidir. Ancak bunu sadece biz belirtmiyoruz. Olaya tanık olan yabancı gazetecilerde Hocalı soykırımını insanlık trajedisi olarak adlandırıyorlar. Örneğin, Ermenileri bugün de korumasından mahrum etmeyen ülke olan Fransa’da gazeteci Jean-Yves Junet şöyle yazıyor: "..Biz Hocalı faciasına tanık olduk, yüzlerce sivil katledildi. Hocalı çevresinde ne gördükse hepsinin fotoğrafını çekiyorduk. Bu korkunç bir manzaraydı. Ben yaşlı insanlardan Alman faşistlerinin acımasızlığı konusunda pek çok savaş hikayesi dinledim, faşistlerin zulmünü duydum ama Hocalı’daki gibi bir vahşete umarım kimse tanık olmaz.”
Ermeniler neden Hocalı’da soykırım yaptılar? Neden özellikle bu bölgenin elinde kalmasını sağlamayı amaçladılar? Bu sorunun cevabı; Hocalı’nın stratejik konumunda gizlidir. Askerân ile Hankendi arasındaki yolun açılarak, Şuşa dışında eski Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi’nin tamamının Ermenistan kontrolü altına geçmesi ve soykırım yapılarak insanların gözünün korkutulmasıyla, diğer saldırılar esnasında direnişin daha da zayıf olacağı düşüncesi ve 1915’te Osmanlı Devletinin uyguladığı tehcir sonucunda yapıldığını iddia ettikleri sözde Ermeni soykırımının intikamını almaktır. Hocalı Soykırımı’na bizzat katılan Zori Balayan "Ruhların Tekrar Dirilmesi" adlı kitabında Türklere nasıl işkenceler yaptıklarını en ince ayrıntısına kadar anlatmaktadır. Hocalı halkının etnik kimliği Türk olduğu için soykırım yapan Ermeniler Hocalı Soykırımını gerçekleştiren katilleri Ermenistan'da milli kahraman olarak lanse etmektedir. Bu durum Ermenilerin nasıl bir ruh haline sahip olduklarının apaçık bir göstergesi değil midir?
Hocalı'da yaşanan vahşette daha vahim olayların yaşandığı bilinmektedir. Ancak işkencelere maruz kalan kadınlar, erkekler, çocuklar, yaşlılar bugün hayatta olamadıkları için bu kadarını biliyoruz. Dünya kamuoyu Hocalı'da yaşanan trajedinin tekrarlanmaması için bu soykırımı bilmeli ve insanlığa karşı işlenen bu suçu hesabını sormalıdır.
Bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bu vahşet için BM, AB, Af Örgütü, İnsan Hakları gibi uluslararası kuruluşlar gereken özeni göstermemişler ve Azerbaycan'ın topraklarının işgaline de ses çıkarmamışlardır. Bu sessizlik Ermenilere vermiş oldukları desteğin gizli ifadesidir. Bu vahşetin hesabı ne zaman sorulacak? Ne zamana kadar dünya, insanlık için sessiz kalacaktır. Anne, babalarının önünde çocuklara işkence yapıp öldüren Ermeniler, günümüze kadar insanlık yanında demokrasiden konuşanlar, hala sessiz ve utanmaz davranışlarına devam etmektedirler. İnsan, ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Bu doğruyu her ne kadar görmek istemeseniz de tek bir gerçek var ki! İnsanlığa karşı işlenmiş büyük bir suç olan Hocalı soykırımı Ermeni tarihinde kara bir leke olarak yerini alacaktır.
Aydın ŞİMŞEK
26 Şubat 2012
Twitter.com@aydin2850
Aydın ŞİMŞEK
26 Şubat 2012
Twitter.com@aydin2850