Cumhuriyet tarihinin yüz karası
olarak gösterilen İstiklâl Mahkemelerine ait önemli belgeler gün ışığına
çıkartılıyor? Yakın tarihin gizli kalmış günahlarından olan İstiklâl
mahkemelerinden hesap sorulacak !!! gibi birçok haber ve yazı okumuş ya da
dinlemişsinizdir. Bu haberler yakın zamanda öyle bir durum aldı ki, Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’nin temellerinin, sadece ve sadece dindar yaşayışlarından dolayı
İstiklâl Mahkemelerince idam edilen, kurşuna dizilen, yüz binlerce masum
insanın kanları üzerine kurulmuş olduğu dile getirilmeye başlanmasına ramak
kalmıştır. Kimi yazarlar ise İstiklâl Mahkemelerini Cumhuriyetimizin getirdiği
yenilikleri ne pahasına olursa olsun insanlara empoze edilmesini sağlamak
uğruna beş yüz bin kişiyi telef eden bir kıyımhane olarak
nitelendirmektedirler.
İstatistik kurumu genel
müdürlüğünde gözü olan cellatların, sarıklı sakallı beş yüz bin kişi astığını
belirten sözlerini, gözlerini yumarak kayıtsız şartsız, hiçbir araştırma yapmaya
gerek duymadan kabul ederken parmak hesabı dahi yapmayı akıl edemeyen akl-ı
selim yazarlarımızın, İstiklâl Mahkemelerini sorgulaması ne kadar doğrudur?
İstiklâl Mahkemeleri, yeni filizlenmiş bir çiçek olan Cumhuriyetimizin kökünden koparılmasına yardımcı olmaya çalışanların, ellerinden kurtulmasına olanak sağlayan kurum olmuşlardır. Ülkemizin modernleşme gayreti içerisinde olduğu, makus talihimizi yenme çabası verdiğimiz o günlerde bir zorunluluk olarak, birliğimizi ve dirliğimizi sağlayan en önemli unsurlarımızdan olmuştur.
İstiklâl Mahkemeleri, Cumhuriyet tarihimizde iki farklı zamanda hizmet vermiştir. İlk dönem Eylül 1920-Ekim 1923 tarihlerini kapsamaktadır. Bu dönemde on üç mahkeme kurulmuştur. Mahkemeler ısrarlı asker kaçakları, asiler, hainler, bozguncular, ırz düşmanları, işgalciler ile işbirliği yapanlar vb. kişiler hakkında 3811 idam kararı vermiş ancak 2827 kişi hakkında karar tecil edilmiş ve 1054 kişi hakkında idam kararı infaz edilmiştir.
İkinci İstiklâl Mahkemeleri dönemi ise 1923-1927 yılları arasını kapsamaktadır. Bu dönem içerisinde, İstanbul, İsyan Bölgesi ve Ankara İstiklâl Mahkemeleri olmak üzere üç ayrı şekilde kurulmuştur. İstanbul İstiklâl Mahkemesi, Emir Ali ve Ağa Han'ın yalanlarla dolu olan mektubunu yayımlayarak ikilik çıkarmaya çalışan İstanbul gazeteleri yöneticileri ile suikasttan sanık İlyas Sami Kalkavan ve arkadaşlarının davalarına bakmıştır. Bu davaların sanıkları hakkında beraat kararı verilmiş ve idam kararı çıkmamıştır.
İstiklâl Mahkemeleri, yeni filizlenmiş bir çiçek olan Cumhuriyetimizin kökünden koparılmasına yardımcı olmaya çalışanların, ellerinden kurtulmasına olanak sağlayan kurum olmuşlardır. Ülkemizin modernleşme gayreti içerisinde olduğu, makus talihimizi yenme çabası verdiğimiz o günlerde bir zorunluluk olarak, birliğimizi ve dirliğimizi sağlayan en önemli unsurlarımızdan olmuştur.
İstiklâl Mahkemeleri, Cumhuriyet tarihimizde iki farklı zamanda hizmet vermiştir. İlk dönem Eylül 1920-Ekim 1923 tarihlerini kapsamaktadır. Bu dönemde on üç mahkeme kurulmuştur. Mahkemeler ısrarlı asker kaçakları, asiler, hainler, bozguncular, ırz düşmanları, işgalciler ile işbirliği yapanlar vb. kişiler hakkında 3811 idam kararı vermiş ancak 2827 kişi hakkında karar tecil edilmiş ve 1054 kişi hakkında idam kararı infaz edilmiştir.
İkinci İstiklâl Mahkemeleri dönemi ise 1923-1927 yılları arasını kapsamaktadır. Bu dönem içerisinde, İstanbul, İsyan Bölgesi ve Ankara İstiklâl Mahkemeleri olmak üzere üç ayrı şekilde kurulmuştur. İstanbul İstiklâl Mahkemesi, Emir Ali ve Ağa Han'ın yalanlarla dolu olan mektubunu yayımlayarak ikilik çıkarmaya çalışan İstanbul gazeteleri yöneticileri ile suikasttan sanık İlyas Sami Kalkavan ve arkadaşlarının davalarına bakmıştır. Bu davaların sanıkları hakkında beraat kararı verilmiş ve idam kararı çıkmamıştır.
İsyan Bölgesi İstiklâl Mahkemesi ise Şeyh Sait
isyanı, Şeyh Eyüp ve Dr.Fuat, Seyid Abdulkadir, Mühendis Ali ve arkadaşları,
İstanbul gazetecileri, Kürt Teali Cemiyeti, asker kaçakları gibi davalarda 5010
kişiyi yargılamış ve 350 kişi hakkında idam kararını uygulamıştır.
Ankara İstiklâl Mahkemesi ise,
Kelime-i Şehadet düşmanları ile işbirliği yapan İskilipli Atıf hoca ve
arkadaşları, İzmir Suikastı, Eski İttihatçılar ve Fransız Casusu gibi davalarda
2346 kişiyi yargılamış ve bu kişilerden 1343’ü beraat ederken 226 kişi hakkında
idam kararı vermiştir. İkinci dönem içerisinde mahkemelerin verdiği infaz
kararı ise 576’dır. Böylece 1920-1927 yıllarında İstiklâl Mahkemelerinin toplam
idam sayısını yaklaşık olarak 2100 diyebiliriz. Sizce bu kişiler, kaynak olarak
nitelendirdikleri paçavralarına dayanarak, yüz binler öldürüldü yalanını yüzü
kızarmadan söyleyebilir mi? Gerçeğe ne kadar saygı gösterebilirler?
Müslüman bir ülke olarak laikliği
benimseyen ve demokrasi yoluna baş koymuş yeni bir rejim olan Türkiye
Cumhuriyeti’nin önünde kendisine rol model alabileceği bir örnek
bulunmamaktaydı. Bu nedenledir ki her rejim kendi varlığını garanti altına alacak
düzenlemeler yapmıştır. Cumhuriyetimiz ise düzenlemesini İstiklâl Mahkemeleri
vasıtası ile yapmak durumunda kalmıştır.
İstiklâl Mahkemeleri almış olduğu kararlarda insan yapısının doğası
gereği elbetteki hatalar yapmış olabilir. Bu kararlar günümüzde tartışılabilir.
Ancak Cumhuriyetimizin İstiklâl Mahkemelerini kullanarak teröre yöneldiğini,
kıyım yaptığını söylemek ise tek kelime ile insafsızlıktır. Cahil söylemler ile
halkın dikkatini İstiklâl Mahkemeleri üzerine kanalize etmeye çalışmaktansa, bu
mahkemelere tekrar ihtiyaç duyulmasına engel olmak daha doğru olmaz mı?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, gözü
dönmüş emperyalistleri mağlup ederek varlığını sürdüren bir halka sahip olması
nedeniyle Cumhuriyet rejimini kısa
sürede benimseyebilmiştir. Cumhuriyete karşı olanların her türlü kin ve nefret
tohumu ekmesine rağmen Türk devrimi dünyadaki en az kan dökülen ihtilâl olma
özelliğini kazanmıştır.
Düzenbaz kalemşorlar, İstiklâl
Mahkemeleri’nin kıyım yaptığını zihinlere yerleştirerek, Müslüman halkımızı
Mustafa Kemal ve Cumhuriyete karşı fitillemeyi gaye olarak benimsemişlerdir.
İstiklâl Mahkemelerinin, masum insanları toplu mezarlara gömdüğünü, kurşuna
dizdiğini ve idam ettiğini iddia eden şarlatanlar !!! nedense İstiklâl
Mahkemeleri hakkında Türkiye Cumhuriyeti’ni bir kaşık suda boğmak isteyen
emperyalist devletlerin, yazılı ve görsel basınında tek bir satır dahi
bulunmamasını açıklayamazlar.
İstiklâl
Mahkemeleri konusunda ki maksatlı yalanlarını düşünce özgürlüğü zırhına
büründürenler, Mustafa Kemal’e ve kazanımlarımıza saldırarak alternatif bir
tarih oluşturma gayesini gütmektedirler. Günümüz dünyasında yalan söylemenin
doğruları söylemekten daha çok yarar sağladığı düşünülürse, ülkemizin ve
devrimimizin içerden ve dışardan gelecek olan tehlikelere karşı dik durabilmesi
ve geçmişte yaşamış olduğumuz kötü anıların tekrar yaşanmaması için tüm
milliyetçi ve cumhuriyetçi güçlerin tek yumruk olması kaçınılmazdır. Unutmayın
ki !!! Samsun’a çıkacak birisini daha bulamayabilirsiniz…
Not-1: Prof.Dr.Ergün Aybars’ın
İstiklâl Mahkemeleri iki ciltlik kitabında daha geniş bilgi bulabilirsiniz.
Not-2: 23 Eylül 2012 tarihinde www.kemalistler.net adresinde yayımlanmıştır.
Aydın ŞİMŞEK
23 Eylül 2012
Twitter.com@aydin2850
Aydın ŞİMŞEK
23 Eylül 2012
Twitter.com@aydin2850